Boş Çerçeve

Birine söyleyeceğiniz son söz ne olurdu? Yada son kez göreceğinizi bilseydiniz napardınız? Sevdiğiniz sevmediğiniz milyonlarca soru gelip geçerdi aklınızdan.. Ne bi sözle ne de bi sesle bozmak istemezdiniz o anı  inanın.Öyle saçma bi şekilde biterdi o an ve siz birşeyler diyememenin acısını yıllarca hissederdiniz en derininizde. Kime neye nasıl söylenirdi son sözler bilmiyorum ama merveyse karşınızdaki belkide susmak en doğrusu diye söylenir neden konuşmadım diye de kendinizi yer bitirirsiniz. Ona ulaşmanın çok zor olduğu yada varlığını yokluğuna eşdeğer kıldığı bir zamandaysanız hiç birşey diyemezsiniz. Öylece susarsınız. Sonra bir gün mesaj atar kendi kendinize attığınız afra tafralar buhar olup uçmuştur bile.. Kız kendine tabii ki kahret kendini nasılsa gider tekrar. Saflığına doymadın gittin dimi. Hele resmi bi gidiş ayrılık yoksa zaten ne kendini sorumlu tutar, nede seni dinler. Çok özleyip yazılar falanda yazmayın bu sefer bu kadar sevdiğiniz için kendini kötü hisseder. Tüm eylemleri yaparda sadece sevmeyi beceremez. Sevemez demiyorum "sadece sevemez" diyorum. Bu "sadece sevmeyi" sen kendi kendine yaşarken yıllar geçer evlenirsin çocukların olur. Bir gece aklına gelir oturursun balkonunda yaktığın sigaraya gülerek bakarken hiç sevemem dediğin bi müzik türünde usulca özlem yaşı dökersin. Şimdi sen sus Muazzer Ersoy "Boş Kalan Çerçeveyi" söylesin. Sonra nemi olur? Kalkar yatarsın yarım kalan yanınla..

Boktan Günlere..

Hayatınızın boka sardığı,neme lazım sözünün doğruluğu, sessiz çığlıklarınızı duyalı beş koca günü devirdiğinize kendiniz bile inanamazken O'nu nasıl ikna edeceksiniz ki? İstanbuldaysanız ve yağmur yağıyorsa bilmediğiniz bir mevsimde her romantik gibi cam arkasında damlaları izlerken bulamazsınız O'nu. Normal insanlar gibi normal tepkiler verecek türden biri değil. Açar camı yada çıkar çatıya alabildiğine kucaklar her yağmur damlasını göğsünde. Bu mümkün değilse şayet birlikte hayal ettiğiz daha doğrusu kurduğunuz ütopik evinizde açar tüm camları o da yetmez çıkar evin verandasına atlar bahardan kalma çiğ  tanelerini  üzerinde tutan çimlere. Uzanır üşümediği ütopik dünyasında. Siz umrunda olmadığınızı düşünürken, O çıkarır sizi en gizil yanından, kulak ardından yada göz ucundan yada tüttüğünüz burnundan. Sever deli kadın küçük çocuklar gibi. Hoşgeldinleri hoşçakalları olmaz O'nun. Zira bunlar olsa Merve'ler olmaz bilirsin.

Kokoş'un Dünyası Bölüm 4

Hayatınızın südyen kopçasına,sarı mutfak bezine yada kulaklığa bağlı olduğunu düşündünüzmü hiç? Sevmenin,sevişmenin mum ışığında ortaya çıktığına,tereyağlı yumurtanın sizi alıp Merve'nize götürdüğüne inandınızmı? Çok yorulmanın,hergün O'na gitmenin yada her dönüşün O'ndan olmasının mutlu ettiği oldumu sizi? Laf-u güzaf benimki, elbette etmiştir. Tokatlı yada Rizeli yada bilmem nereli oluşu değiştirmez Merve'lerin ortak paydasını. Sen aksine inanıp uzağada kaçsan hep aynı noktaya varırsın. Çünkü senin en yakın arkadaşın,dostun,canın,can özün,gelincik çiçeğin Merve'ndir. Pes etmeden ilerlemeyi,inatla sevmeyi hatta seksi kelimesinin bilmediğin kaç tonunu size o gösterir. Yılların eskitemediği arkadaşlığınızı gecenin bir vakti sihirli dokunuşuyla tekrar tekrar diriltir. Siz konuşa dururken onun anlamsız boş bakışını seversiniz. Gülerken dudağının seğirmesini,O'na sarılmanın ne denli güçlü olduğunu ancak yaşadığınızda anlarsınız. Siz siz olun Merve'nizin sizden gitmesine izin vermeyin. Gün gelir bir rolfix parçası kalbinizden gözünüze yağan damlalar oluverir.

Kokoş'un Dünyası Bölüm 3

Bir akşam üstü duyduğunuz ufak bir mırıltı yada bir şarkının sözleri sizi alıp Merve'nize götürüyorsa aramıza hoşgeldiniz. Birini ne kadar çok seversiniz? Peki ya dostluğunuzu hangi sınırınıza kadar taşıyabilirsiniz? Terkedilmenin tadını kaç kez üst üste alabilirsiniz? Hep sorular hep cevapsızlar. Toprağa,suya,havaya kaç kez cemre düşer,siz kaç defa düşürürsünüz cemreyi yüreğinize? İşte bir Merve'niz varsa düşen cemrelerin niceliği,niteliği,sınırı yoktur. Gelişinin gidişini unuttutuşu bu yüzden. Siz gelmesine bakarsınız. Onun her gelişi gidişini siler hiç olmamış gibi. Akıp gidiyordur elinizden,bakarsınız öylece. Yapamazsınız hiç bir şey. Solunuzda açan hiç solmayan gelincik çiçeğidir. Bir gece yarısı son sigarayı paylaşırken mevsimin şubat oluşunu unutup yüzünüze vuran kar tanelerinin ıslaklığı size balkonda olduğunuzu hatırlatır ve bu ân sigarayı balkondan düşürmenizle son bulduysa,her şubat o günde bir sigara atarsınız balkondan. Bir gün yapabileceklerinize inanamayıp kendinizi Ankara İstanbul otobüsünde ona doğru giderken bulursunuz. Yıllar sonra elinizde kalan şey bir otobüs bileti ve aklınıza her geldiğinde istemsiz yamulan dudaklarınız olur.

Kokoş'un Dünyası Bölüm 2

Hayatta en çok dram filmi izleyip yine dramdan nefret eder benim Merve'm. On yedi on sekiz yaşlarında gayet duygusal biri olup, sonrasında mantığıyla davranmaya çalışan, kalbini konuşmak yerine susturan biri. Bir insanın sevgisi biter mi yada ne kadar sürede biter, ne kadar çabuk vazgeçersiniz birinden ? Bir Merve'niz varsa işte tüm bu sorular aşina olduğuz sorular olur ama cevabını asla bilemezsiniz. Sizi bilmem ama Merveler öyle bir anda vazgeçerler ki, duymak isteyip duyamazsınız, görmek isteyip göremezsiniz. Maddeten bunlar belki mümkün ama zaten siz bunu madden istemezsiniz. Merveler maddenin yanına ruhu öyle bir kazırlar ki, siz olan bitenin gözünden, kaşından, dilinden olduğunu sanırsınız. Çıra misali yanarsınız, nereye dokunsanız yine en çok sizin canınız acır. Çünkü çoktan gitmiştir Merve'niz. Yapabileceğiniz en güzel şey gitmesine izin vermek. Evet evet bırakın gitsin. Tutarsanız zorla, en acıyan  yerinizden acımasızca acıtır.

Kokoş'un Dünyası Bölüm 1

Gözlerini, bir pazar sabahı düğün şarkısını bulmanın heyecanı ile açan biriyseniz haber vereceğiniz ilk kişi Merve'niz olmasın. Zira sizi hayattan soğutmakla kalmayıp, sevdiğiniz adamı bile terketmenin eşiğine getirebilir. Aslında fazla sevgi dolu olan insanlar olmasına rağmen bu Merveler, bamtelini bağlanma problemi üzerine kuran kişiler. Eğer size bağlandılarsa bırakmazlar ve siz onun titrek elle yaptığı kahveyi, bir sabah kahvaltısını, bir de ramazan yemeğini seversiniz. Olurda bir gün bırakılırsanız asla dönmezler. Çünkü Merveler çok seven taş kalpliler.

Kokoş'un Dünyası

Koştura koştura geldiğim tuvaletin önündeki kuyruğu umursamayıp,yarım saat bekledikten sonra göreceğim herşeye hazırlıklı olmanın verdiği ve alt tarafımdan gelen basıncın hızıyla girdiğim tuvaletin alafranga olduğunu gördüğümde yaşadığım hayal kırıklığısın. Farkındayım biraz boktan bir duruma alet ettim seni ama ne yapayım seviyorum bu boktan mevzuları hele ki içinde sen varsan. Evet evet anladığınız üzere kızgınım kime mi? Benim çok yakın olduğuna inanmayı seçtiğim aslında o kadar da yakın olmayan arkadaşım Merve. Sizinde bir Merve'niz varsa yada adı her neyse elinizdeki bulaşık telini sertçe teflon tavaya sürttürecek kadar umrunuzdaysa Kokoş'un Dünyasına hoşgeldiniz.